Beyin ve Sinir Cerrahisi Doktoru - Prof. Dr. Altay Sencer
page-title-bg

SSS

Bu hastalık aslında bir doğumsal anomalidir (şekil bozukluğu). Ancak erişkinlerde de beyincik sarkması geliştiği görülmektedir. Bu hastalığın genetik geçişi iyi bilinmektedir. Özellikle yakın akraba evliliklerinde, hamilelikteki yanlış ilaç kullanımı, radyasyona maruz kalma, değişik hormon ilaçları kullanımı bu hastalığın oluşumunda hazırlayıcı risk faktörleridir. Her 1000 canlı doğumdan 1 kişide görüldüğü bildirilmektedir.

Önce detaylı geçmiş hikaye ve kapsamlı nörolojik, ve fizik muayene sonrası muayene eden hekim beyincik sarkmasından şüphelenirse. Beyincik sarkması kesin teşhisini doğrulamak için beyin ve boyun magnetik rezonans (MR) yaptırıldığında hangi tip beyincik sarkması olduğu teşhisi kolaylıkla konur.

Bu hastalığın tıbbi ilaç tedavisi yoktur. Sadece hangi tip beyincik sarkması olduğu doğru tanımlanmalı ona uygun cerrahi yaklaşım planlanmalıdır. Eğer beyincik sarkmasının şikayet veren sebebleri doğru tanımlanamazsa cerrahi tedavide başarısızlık görülür. Ancak sebebi doğru tanımlanan ve uygun cerrahi tedavisi yapılan hastalarda başarı oranı mükemmeldir.

Beyin dokusu hücrelerinden, zarlarından, beyindeki sinirlerden ve kafatasından kaynaklanan iyi veya kötü huylu olarak olarak gelişen kitleler beyin tümörleri olarak adlandırılır. Beyin tümörleri doğuştan olabildiği gibi sonradan da gelişebilir. Beyin tümörünün kendisi kitle etkisi ile beyin içi basıncı artması sonrası beynin içerisinde baskı yaparak sinir sistemi şikâyetlerine sebep olmaktadır. Bu şikâyetler tümörün bulunduğu bölgelere bağlı olmak üzere, genellikle iyi huylu tümörlerde uzun süreli şikayetler olup, kötü huylu tümörlerde ise daha kısa süreli şikayetler kendilerini gösterirler.

Beyin ve beyincik zarlarından gelişen tümörler genellikle iyi huyludur, bazı doğuştan gelen tümörler (dermoid, epidermoid kistler) keza iyi huylu beyin tümörleridir. Hipofiz bezi tümörleri iyi huyludur, bazı beyincik tümörleride (astrositomlar) iyi huyludur.

Beyin ve beyinciğin hücrelerinden kaynaklanan beyin tümörleri (glioblastoma multiforme) , vücudun başka bir organından beyine sirayet eden diğer organ kanserleri (akciğer, meme, prostat) kötü huylu beyin tümörleridir.

Bel fıtığının toplum içinde rastlanma sıklığı onda bir gibi yüksek bir orandadır . Bel fıtığı en sık 35-50 yaş arasında ve her iki cinste eşit oranda görülür. Oturarak çalışan ve de bunu yanlış bir sandalye üzerinde yapan kişilerde bel fıtığı görülme ihtimali yüksektir. Ağır yük kaldırmak zorunda olanlar, spor yaparken dikkatsiz davrananlar, egzersize ısınmadan başlayanlar, duruş ve oturma bozukluğu olanlar risk altındadır. Hemen hemen her hastalıkta risk faktörü sayılan sigara ve alkol kullanımı da bel fıtığını tetikleyebilir. Stresli ve huzursuz bir yaşamı olanların da bel fıtığına yakalanması muhtemeldir. Bu risklere ne kadar çok maruz kalıyorsanız bel fıtığı olma ihtimaliniz de o kadar fazladır.

Degenere olarak elastikiyetini kaybeden nücleus pulposusun, herhangi bir zorlama veya yanlış hareketle anulus fibrozise ait bir yarıktan fırlaması veya nucleus pulposusun anulus fibrosus ile birlikte disk aralığından omurilik kanalına doğru sarkması sonucu bel fıtığı ya da disk hernisi dediğimiz olay gelişmiş olur. Sinir köklerinden birinin sıkışarak bası altında kalması sonucu bacaklarda ve/veya ayakta uyuşma, karıncalanma, ağrı, ve kuvvetsizlik gibi şikayetler ortaya çıkar.

Boyun fıtığında çoğu zaman eskiden yaşanmış bir travmanın etkisi vardır. Çarpma, darbe alma, kaza geçirme gibi... Bunun yanı sıra hareketsiz yaşam ve ters hareket yapmayı da başlıca nedenler arasında sayabiliriz.